Bayram Bozyel:
Kürtler yapılacak seçimlerde kilit konumdadır, gelecek yüzyılı garantilemek
kendi ellerindedir
PeyamaKurd - PSK Genel Başkanı
Bayram Bozyel, Zeynep Cager’in Gündem Özel programında Kürt meselesi, 2023 yılı
ve gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Kürt meselesi ve 2023
yılında Kürtlerin nasıl bir yol çizebileceği konusunda değerlendirmelerde
bulunan Bozyel, şu ifadeleri kullandı:
“Kürtler gelecek yüzyılı garantileyebilir. Buradaki öncelik iç sorunlarını
çözmektir. Kürtlere düşen dört parçada bütünlük sağlamak ve dostlarına güven
vermektir. Bize düşen geçen yüzyılın muhasebesini yapmaktır.
Bugün Türkiye, tarihin
en büyük krizi içerisindedir. Bu kriz sadece enflasyon, yüksek zamlar ve ekonomik krizden ibaret değildir, bu topyekun
bir krizdir. Kürt meselesinin çözümü Türkiye’nin demokratikleşmesiyle ile
iç içe geçmiştir. Kürtler olmadan hiç bir seçim ittifakı iktidar olamaz.
Kürtler burada kilittir, anahtardır. Kürtler bugünkü durumu ve fırsatları iyi değerlendirmelidir.”
2023 yılında bir seçim yapılacak. 2023 yılından
beklentileriniz nelerdir?
“Kürtler artık dünyada
küresel denklemin bir parçası, Orta Doğu’da büyük güçlerin müttefiki ve
muhatabı olarak kabul ettiği ve bölgede güven duyulan, üzerinde hesap yapılabilen,
Orta Doğu’daki barışın inşasında yegane güç konumundadır.
Kürtleri dinamik,
aydınlık bir süreç bekliyor. Bizler yeni bir yıla girdiğimiz gibi, yeni bir
yüzyıla da giriyoruz. Bilindiği gibi Kürtleri parçalayan Lozan anlaşması yüzyıl
önce yapılmıştı. Bize düşen geçen yüzyılın muhasebesini yapmak ve geleceğe
ilişkin sonuçlar çıkartmaktır.”
Kürtler, bu
yılda Lozan’ı karşılayabilecek, bir aktör olabilecek durumda mıdır?
“Kürtler gelecek yüzyılı
garantileyebilir. Buradaki öncelik iç sorunları çözmektir. Bu coğrafyada bu yüz
yılda Kürtler harikalar yarattı. Bugün Kürtlerin oluşturduğu değerleri
önemsemeliyiz. Daha iyisini de yapabiliriz. Mevcut yapı sadece Kürtlere zarar
vermiyor, Kürtlerin dostlarına da güven vermiyor…”
“Türkiye, son dönemde
izlediği politikalar, baskı ve operasyonlarla Kürtlere büyük zarar vermiş, seslerini
kısmıştır. Öte yandan Kürt meselesinde izlenen inkar politikası aynı zamanda Türkiye’nin
ayaklarına pranga gibi dolanmıştır.
Bugün Türkiye, tarihin
en büyük krizi içerisindedir. Bu kriz sadece enflasyon, zam, ekonomik krizden
ibaret değildir, bu topyekun bir krizdir. Bu kriz yapısal bir krizdir.
Türkiye’de sadece
Kürtler baskı altında değil, muhalefetin de sesi kesilmiş, basın susturulmuştur.
Başka bir ifade ile Kürt meselesinin çözümü Türkiye’nin demokratikleşmesi ile
içiçe geçmiştir. Bu tabloyu AKP’nin ilk 10 yılı ile son 10 yılını
karşılaştırarak görebiliriz.”
“Türkiye anayasası
Kürtlerin haklarını içermiyor, doğru. Ancak anayasanın uygulanması bakımından
dönemsel farkların olmadığı söyleyemeyiz. Örneğin aynı anayasa 10 yıl önce,
yani AKP iktidarının ilk on yılında farklı uygulanıyordu, bugün farklı
uygulanıyor. Demek ki anayasa değişmeden de farklılıklar olabiliyor.
Aynı yasayı bir savcı
özgürlükçü yorumlayabilir, başka bir savcı baskıcı olarak yorumlanabilir. Örneğin
Anayasa’nın 90 maddesine göre iç hukuk ile Avrupa hukuku çeliştiği zaman Avrupa
hukuku esas alınır. Sadece bu maddeye dayanarak herhangi bir hükümet bu anayasa
olumlu yönde yorumlayıp hayata geçirebilir..”
“Yeni Cumhurbaşkanlığı
sisteminde yüzde 51 oy almayan iktidar olamıyor. Şimdi bütün anketlerde karşı
iki taraf ortalama yüzde 40 oy alıyor. Başka bir ifade ile Kürtler kime oy
verse o kazanıyor. Yani Kürtler oyu olmadan kimse iktidar olamıyor. Bugün kendi
yaptıkları sistem ayaklarına dolandı. Burada Kürtler taleplerini güçlü bir
biçimde dile getirmeli ve taleplerine olumlu yaklaşan adaylara destek vermeli.
Türkiye’de 20 milyon
Kürt var ortalama. Bu toplum yapılacak bütün seçimlerde anahtardır, kilit
konumdadır. Kürtler olmadan hiç bir taraf iktidar olamaz. Kürtler bir arada olacaklar,
şiddeti reddedecekler. Bugün diploması çok önemli ve bizim dünya ile barışık
olmamız lazım.”
Geçtiğimiz
günlerde Paris’te, Kürtlere bir saldırı yapıldı. Bu konuda, neler söylemek
istersiniz?
“10 yıl önce de Paris’te
3 kadın öldürülmüştü. Kasımlo’da Viyana’da katledildi. Şerefkendi de Almanya’da
öldürüldü. Bu cinayetler yeni değil. Eğer bu cinayetler soruşturulmaz ve suçlular
adaletin önüne çıkarılmazsa, bu dolaylı olarak başka cinayetlere davetiye açar.
Fransız yetkililere
sesleniyoruz, bu saldırıyı gün yüzüne çıkartın, bu mesele sadece bir akıl
hastasının, bir faşistin işi değildir. Bunun arkasında başka ilişkiler de
olabilir. Fransa, Kürtlerle hem Güney’de hem Suriye’de yakın ilişkiler
içerisinde ve bazı güçler bundan rahatsız. Bazı güçler, Kürtler ile Fransa
arasındaki ilişkileri de bozmak istiyoruz.”
Yeni yıla ve
Kürtler dair söylemek istedikleriniz nedir?
“Bizim Kürtler olarak
ortak bir akıl oluşturmamız lazım. Özellikle bu seçim sürecinde bir araya
gelerek ortak akılla hareket etmemiz lazım. Yeni yılın bölge halkına, bütün
insanlarımıza hayırlı olmasını, barış, huzur, adalet, eşitlik getirmesini
diliyorum.
Bu dönemleri ve
fırsatları Kürtler olarak iyi değerlendirmemiz gerekiyor.”