PSK: YILGINLIĞA YER YOK KÜRT HALKI MUTLAKA ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞACAKTIR
YILGINLIĞA YER YOK
KÜRT HALKI MUTLAKA
ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞACAKTIR
Kürdistan Sosyalist
Partisi 17-18 Haziran 2023 tarihlerinde Diyarbakır’da gerçekleştirdiği
Genişletilmiş Parti Meclisi Toplantısı’nda 14-28 Mayıs’ta gerçekleştirilen
parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçim sürecini ve ortaya çıkan sonuçları çok
yönlü bir biçimde değerlendirmiş ve ulaşılan aşağıdaki sonuçları kamuoyu ile
paylaşmayı kararlaştırmıştır.
Türkiye, son yılların en büyük ekonomik krizinin yaşandığı,
hukukun rafa kaldırılarak keyfi bir rejimin hüküm sürdüğü, Kürt halkına karşı
yoğun bir inkâr ve saldırının gerçekleştirildiği, siyasal yozlaşma ve çürümenin
had safhaya ulaştığı bir iklimde 14 Mayıs seçimlerine girmiştir.
Yapılan seçimlerde varlığını Kürt karşıtlığı üzerine kuran
ve seçim politikasını Kürt korkusuna dayandıran Cumhur İttifakı parlamentoda
çoğunluğu sağlamış, Tayyip Erdoğan ise 28 Mayıs’ta yapılan ikinci tur seçimde
cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem iddiasıyla seçime giren
Millet İttifakı ve onun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise Kürt
meselesinde cesaretli bir tutum
sergilemediği ve iktidarın milliyetçi çizgisi dışına çıkmadığı için seçimde
kaybetmiştir.
Kürt halkı başta olmak üzere toplumun önemli bir kesimi
demokrasi, değişim ve normalleşme beklentisiyle K. Kılıçdaroğlu’nu desteklediği
halde, söz konusu değişim beklentisi
gerçekleşmemiştir.
2015 yılından bu yana oy kaybı yaşayan HDP/YSP’nin oyları 14
Mayıs seçimlerinde daha da azalmıştır. Varlığını ve gücünü Kürt halkının
mücadele birikimi ve desteğinden alan HDP/YSP’nin izlediği Türkiyelileşme
çizgisi onun kimliğini belirsiz hale getirmiş, Kürt halkının temel taleplerini
açık ve net bir biçimde ortaya koymaktan uzaklaştırmıştır. 2015 yılında yaşanan
hendek olayları Kürt toplumunda derin bir travmaya yol açarak içine kapanmasına
ve siyaseten soğumasına yol açmıştır.
HDP, izlediği Türkiyelileşme çizgisi doğrultusunda ittifak
politikasında önceliği Türk sol çevrelerine vermiş, Kürt siyasal aktörleriyle
ittifak çalışmalarını ikinci planda bırakmıştır. Bu durum Kürt toplumunda ciddi
tepkilere yol açarak oy kaybına dönüşmüştür.
14 Mayıs seçim sürecinde PSK olarak kurulmasına katkıda
bulunup içinde yer aldığımız Kürd Özgürlük ve Demokrasi İttifakı başlangıçta
büyük bir ümit ve heyecan yarattığı halde HDP’nin söz konusu anlayışı nedeniyle
yeterince etkili ve görünür olamamıştır. İttifak’ın yayınladığı ortak
deklarasyondaki Kürt halkının temel talepleri arzulanan oranda kamuoyuna mal
edilememiştir.
Kürdistan Sosyalist Partisi, geçmişte olduğu gibi 14 Mayıs seçimlerinde
yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde de, stratejik bir anlayışla tercihini
toplumun değişim ve demokrasi taleplerinden yana kullanmıştır. Kürt halkının
cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya koyduğu tutum bu konudaki politikamızı
doğrulamıştır.
Partimiz parlamento seçimlerinde de benzer bir anlayışla
hareket etmiş, Kürt halkının temel taleplerinin kamuoyuna mal olması için
elinden gelen çabayı göstermiştir.
Öte yandan 14-28 Mayıs seçimleri sonrasında ortaya çıkan
siyasal tablo Türkiye’de yaşanmakta olan toplumsal ve ekonomik krizin artarak
derinleşeceğini, Kürt meselesinin çözümü bakımından koşulların daha da
zorlaşacağını, otoriter ve keyfi yönetim anlayışının bir süre daha devam
edeceğini göstermektedir.
Yüzyıllık deneyimler; baskı, inkâr ve çağ dışı yöntemlerle
hiçbir sorunun çözülemeyeceğini ortaya koymuştur. Onca baskı, katliam ve hukuk
dışı uygulamalar ne Kürt halkının özgürlük iradesini kırmış ne de toplumun
demokrasi ve insanca yaşam taleplerini ortadan kaldırmıştır. Yüzyıldır her
türlü baskı, saldırı ve tehdide karşı direnen Kürt halkı bundan böyle de
özgülük mücadelesine kararlılıkla devam edecektir.
Kürt halkının, ülkesi Kürdistan’da özgür ve onurlu bir
şekilde yaşamaya hakkı vardır. Bu haklı ve meşru bir taleptir. Kürt dilinin
eğitim ve resmi dil olması evrensel hukukun bir gereğidir. Kürt kimliğinin
anayasada tanınması çözümün olmazsa olmaz koşuludur. Kürt halkı ulus olmaktan kaynaklanan bütün
haklarını elde etmeye kararlıdır.
Bu çerçevede Kürt ulusal demokratik güçlerin işbirliği ve
ittifakı her zamankinden daha yakıcı hale gelmiştir. Kürt halkının özgürlüğe
kavuşması, Kürt ulusal demokratik güçlerin en geniş işbirliği ve ittifakı ile
mümkündür. Bu hem tarihi hem de acil bir
görevdir.
Kürdistan Sosyalist Partisi olarak kapsamlı ve sonuç alıcı
bir ulusal demokratik ittifakın oluşumu için tarihi sorumluluk bilinciyle
hareket etmeye devam edeceğiz. 14 Mayıs seçim sürecinde oluşumuna katkıda bulunduğumuz Kürd Özgürlük ve
Demokrasi İttifakı’nı yeniden değerlendirecek, kapsamlı ve sonuç alıcı bir
ulusal işbirliği/ittifakın oluşumu için çok yönlü çabalarımızı sürdüreceğiz.
Partimiz dün olduğu gibi bundan sonra da demokrasi ve
değişim yönünde her türlü çabaya destek verecek, bu yönde hedefleri olan bütün
siyasi aktörlerle diyalog ve işbirliği çabalarını sürdürecektir.
Bir daha ve yeniden ifade etmek isteriz ki Kürt halkı
özgürlüğüne kavuşmadan Türk halkı için ekmek de yoktur, demokrasi de.
Türkiye’nin demokrasi ve barışa kavuşması Kürt halkının
özgürlüğünden geçmektedir.
Baskı ve inkâr politikası çıkmaz bir yoldur.
İktidar Kürt karşıtı siyasetini terk etmeli, Kürt meselesini
inkâr ve savaşla çözme politikasından vazgeçmelidir. Yeni bir anayasa yapımından söz eden iktidar
önce saldırgan ve kutuplaştırıcı söylemini bırakmalı, siyasi gerilimi düşürerek
ortamı normalleştirmelidir.
Benzer şekilde PKK, Kürt halkının legal ve demokratik
mücadele alanını bloke eden silahlı mücadele yöntemini terk ederek legal
demokratik mücadele sürecine imkan tanımalıdır.
Kürt halkını zor bir dönemin beklediğinin bilincindeyiz.
Ancak yılgınlığa yer yoktur.
Halk olarak tarihin haklı tarafındayız, başaracağımıza kuşku
yoktur.
PSK için asıl olan Kürt halkının özgürlük davasıdır. Kürt
halkının özgürlük davası bütün partilerden büyüktür.
Kürt halkı mutlaka özgürlüğüne kavuşacaktır.
20.06.2023
Kürdistan Sosyalist
Partisi
(PSK)
Genişletilmiş Parti
Meclisi