Kürdistan
Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Mesut Tek, “Kürt sorunu çözüldü” diyen
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şöyle seslendi: “Erdoğan Kürtlere çaktırmadan,
Kürtlerin haberi olmadan Kürt sorununu çözmüş. Belli ki, Diyarbakır’ın siyasi
abisi Kırıklar Erdoğan’a ilham vermiş.”
Kürtlerin haberi olmadan, Kürt
sorunu çözülmüş
PSK Genel
Başkanı Tek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kürt sorunu çözüldü, aşıldı” söylemi ile
en son Diyarbakır’da yaptığı konuşmada “2005 yılındaki noktadayım” sözlerini
karşılaştırarak, “2005 yılında Erdoğan ne demişti: Kürt sorunu var ve bu benim
sorunumdur. Biz bu sorunu çözeceğiz. Şimdi de çözdük diyor. Tabii bu benim
aklıma Diyarbakır’ın siyasi abileri Kırıkları varıdır, onları getirdi. Kırık’ın
birisi arkadaşına demiş ki, ‘Şu kızı görisen. Ben onu seviyem, yengen olur’.
Arkadaşı da demiş ki, ‘abi kızın haberi var mı?’ Kırık da demiş ki, ‘Kardaşınam
çaktırırmıyam’. Şimdi Erdoğan da bize, Kürtlere çaktırmadan, Kürtlerin haberi
olmadan Kürt sorununu çözmüş. Belli ki, Diyarbakır’ın siyasi abisi Kırıklar
Erdoğan’a ilham vermiş” ifadelerini kullandı.
‘2005 yılında ne demişsek, dün de oradaydık,
bugün de aynı yerdeyiz’
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, 9 Temmuz 2021’de Diyarbakır’da yaptığı konuşmada, “Biz Diyarbakır’da
2005 yılında ne demişsek, dün de oradaydık, bugün de aynı yerdeyiz, yarın da
aynı yerde olacağız. Biz tüm samimiyetimizle barış, kardeşlik, çözüm, adalet,
hak, özgürlük, dedik. Biz ret, inkar, asimilasyon politikalarını ortadan
kaldırıp, hak ve özgürlük eksenli bir yaklaşımla asırlık meselelerin çözümüne
yöneldik. Peki, terörden besleyenler, sırtını size değil de PKK’ya, terör
örgütüne dayayanlar ne yaptı? Gelin bugün utanmadan, yüzü kızarmadan, bozuk
plak gibi sürekli barış, demokrasi, kardeşlik diyenlerin maskelerini hep
beraber indirmeye var mıyız?” ifadelerini kullanmıştı.
PSK Genel Başkanı Mesut Tek, Kürt
sorunu tartışmalarını değerlendirdi
Kürdistan
Sosyalist Partisi-Partiya Sosyalîst a Kurdistan (PSK) Genel Başkanı Mesut Tek,
Kürt sorunu tartışmalarını değerlendirdi.
CHP Genel
Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorunu çıkışını değerlendiren PSK Genel
Başkanı Mesut Tek, Kürt sorununda inkarcı politikaların devam ettiğini ve
sorunun çözüm beklediğini ifade etti.
Tek, Kürt
sorununun çözümünde muhataplık meselesine ilişkin olarak da Kürt halkını ve
onun siyasi temsilcilerini, her rengiyle Kürt dinamiklerini adres gösterdi.
Kürt sorunu vardır, çözüm bekliyor
Kürt
sorununun 100 yıllık sorun olduğunu ve çözüm beklediğini belirten PSK Genel
Başkanı Mesut Tek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkışını ise
olumlayarak, şöyle değerlendirdi: “Kılıçdaroğlu’nun niyetinden ve çözüm
gücünden bağımsız olarak söylüyorum bu iyi bir adımdır. Çünkü devletin kurucu
partisi olarak CHP, daha önce bahsettiğimiz askeri operasyonların, Dersim
jenosidinin, Şeyh Said Hareketi döneminde katliamların (1925 Diyarbakır), Ağrı
direnişi sonrası yaşananların, Zilan Deresi katliamlarının, Şark Islahat
Planının, Zorunlu İskan Kanunlarının ve bütün bu dönemdeki uygulamaların
başlıca sorumlusudur. Tek parti iktidarı döneminde bunlar yaşandı ve sorumlusu
da Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Kürt sorununun bu duruma gelmesinin başlıca
siyasi sorumlusu da CHP’dir. Şimdi böyle bir partinin bugün Kürt sorunu vardır
ve çözümün adresi olarak Meclisi göstermesi iyi bir şeydir ve bir kırılmaya
işaret etmektedir. Çözümün adresini Meclis olarak göstermesi de çözümün siyasi
olduğunun ve güvenlik önlemleriyle sorunun çözümünde ısrarın yanlış olduğunun
da bir itirafıdır.”
‘Erdoğan, Kürtlere çaktırmadan Kürt
sorununu tüm yönleriyle çözdüm diyor’
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kürt sorunu çözüldü, aşıldı” söylemine ilişkin olarak
ise Tek, şu değerlendirmede bulundu: “Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç ay önce
Diyarbakır’da ne dedi; ‘2005 yılındaki noktadayım’. 2005 yılında Erdoğan ne
demişti: Kürt sorunu var ve bu benim sorunumdur. Biz bu sorunu çözeceğiz. Şimdi
de çözdük diyor. Tabii bu benim aklıma Diyarbakır’ın siyasi abileri Kırıkları
varıdır, onları getirdi. Kırık’ın birisi arkadaşına demiş ki, ‘Şu kızı görisen.
Ben onu seviyem, yengen olur’. Arkadaşı da demiş ki, ‘abi kızın haberi var mı?’
Kırık da demiş ki, ‘Kardaşınam çaktırırmıyam’. Şimdi Erdoğan da bize, Kürtlere
çaktırmadan, Kürtlerin haberi olmadan Kürt sorununu çözmüş. Belli ki,
Diyarbakır’ın siyasi abisi Kırıklar Erdoğan’a ilham vermiş. Dünyanın haberi
olmadan, Kürtlere çaktırmadan Erdoğan, Kürt sorununu tüm yönleriyle çözdüm
diyor. Kürtlerin varlığı anayasada kabul edilmiş mi? Kürtçe resmi bir dil
olarak kabul edilmiş mi, Kürtçe eğitim dili midir? Kürtlerle Türkler devletin
olanaklarından eşit bir şekilde yaralanabiliyorlar mı? Kürtler kendi
kimlikleriyle politika yapabiliyorlar mı? Bizim partimizle birlikte Kürdistan
isimli 4 partiye kapatma davası açılmış. Bu nasıl bir çözümdür? Kürt sorunu
çözüldüyse bu davalar nedir? Belediyelere kayyumlar niye atanıyor? Niye her gün
askeri operasyonlar yapılıyor? Sorun çözülmüşse valiler her gün neden siyasi faaliyetleri
yasaklıyorlar, sorun çözülmüşse bunlar niye oluyor? Demek ki, sorun
çözülmemiş.”
‘Kürt sorununun temel muhatabı
halktır, halkın dinamikleridir’
Tek, Kürt
sorununun çözümünde muhatap meselesini ise şöyle değerlendirdi: “Çözülmek
istenen sorun Kürt sorunu ise burada temel muhatap da Kürt halkıdır, Kürt
halkının siyasi örgütleridir, dinamikleridir. STK’lardır, din adamlarıdır,
Kürtlerin münevverleridir, aydınlarıdır, aşiretleridir. Dolayısıyla bir bütün
olarak tüm renkleriyle, sesleriyle çözümün temel muhatabı Kürtlerdir. Tabii tek
çözüm adresi parlamentodur dersek, işi oraya bağlarsak bu sorunun çözümünü
daraltır. Elbette parlamento çözümde önemli bir unsurdur. Şuan o parlamento
Kürdistan terimini kullanan milletvekillerine ceza veriyor. Böyle bir parlamento
bu sorunu tek başına acaba nasıl çözer? Bu sorun parlamento ve parlamento dışı
tarafların ortak çözümü ile çözülür.”
‘Silahlar sussun, siyasetin önü
açılsın’
Kürt
sorununun çözümü için normalleşme sağlanmasına ve gerginliğe neden olan
şiddetin durması gerektiğini ifade eden Tek, diyalog ortamının oluşabilmesi
için silahların susması gerektiğinin kaydederek, “Tabii tüm bu görüşmelerin
yapılabilmesi için de ortamın yumuşaması, normalleşmesi lazım. Bu da şiddetin
durmasıyla mümkün olur. Şiddeti sadece PKK uygulamıyor. Elbette ki, PKK’nin
silahlı eylemleri toplumda gerginlik yaratıyor. Ama unutmayalım ki, ondan da
fazla toplumda gerginlik yaratan devletin güvenlikçi politikalarıdır. Kürt
illerini militarize etmesidir. Her gün sokağa çıkma yasakları, askeri
operasyonlar var. Öncelikle bunların durması lazım. PKK’nin de ateşkes ilan
etmesi lazım. Siyasilerin sorunu Mecliste konuşabilmesi için gerginliğin
giderilmesi, silahların susması lazım. Bunlar olmalı ki, siyasetin önü açılsın”
diye belirtti.