PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel; "Deprem Mağdurlarının Yaraları Bir An Önce Sarılmalı" çağrısında bulundu.
06 Şubat 2023 tarihinde yaşanan depremde yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği Diyarbakır Galeria önünde PSK Başkanı Bozyel yaptığı basın açıklamasında; 6 Şubat deprem kurbanlarını anarak "Türkiye ve Kürdistan'ın bir deprem bölgesinde olduğunu ve bu gerçeğin kabul edilmesi gerektiğini" belirtti.
PSK Genel Başkanı Bayram Bozyel'in basına yaptığı açıklama şöyle;
06 Şubat 2023 tarihinde Maraş’ın Pazarcık ve Elbistan
ilçelerinin merkezinde olduğu 7.7 ve 7.6 şiddetindeki büyük deprem felaketinin
üzerinden bir yıl geçti.
Çoğu Kuzey Kürdistan’da bulunan onbir il, yüzlerce ilçe ve
yerleşim merkezini vuran ve 13 milyondan fazla insanın yaşamını etkileyen Maraş
depreminde resmi rakamlara göre 53 537 kişi yaşamını yitirdi, yüz binlerce insan
ise yaralandı. Gerçek can kayıpları ve yaralı sayısının resmi rakamlardan kat
be kat fazla olduğuna şüphe yoktur. 6
Şubat depreminde yaşanan maddi yakım, insani mağduriyetler ve trajik acıları
ise rakamlarla ifade etmek mümkün değil.
Bu vesileyle bir kez da 6 Şubat depreminde yaşamını yitiren
bütün insanlarımızı saygı ve sevgiyle anıyoruz.
Depremde yaşanan maddi ve insani kayıpların bir önce telafi edilmesi
için iktidara daha hızlı hareket etme çağrısında bulunuyoruz.
6 Şubat deprem felaketi, Hatay ve Adıyaman gibi kimi
kentleri bütün tarihi dokusuyla yok ederken, birçok kentte milyonlarca insanın
evinden barkından olmasına yol açtı. Yüzbinlerce insan zor ve elverişsiz
koşullarda çadır ya da konteynerlerde yaşamaya mahkûm edildi.
Aradan bir yıl geçmiş olduğu halde, 6 Şubat depreminin
vurduğu kentlerdeki enkaz hala tam olarak kaldırılmamış, deprem mağdurlarının
konut ihtiyacı karşılanmamış, insani barınma için gerekli alt yapı koşulları
sağlanamamıştır.
Hiç şüphesiz depremin yol açtığı insani ve maddi kayıplar
kader değil, izlenen siyasi tercihlerin
sonucudur. Depremi bir doğa olayından toplumsal felakete dönüştüren temel
faktör Türkiye’deki bilimsel gerçeklere aykırı, ranta dayalı kentleşme ve aşırı
merkeziyetçi idari ve siyasi sistemdir.
Açık gerçek şu ki; Türkiye ve Kürdistan coğrafyası bir
deprem kuşağı üzerindedir ve bu gerçek olduğu gibi kabul edilmelidir. Toplumsal
yaşamın bütün boyutları (eğitim, ekonomi, ulaşım, kentleşme, tarım vs.) bu
gerçeğe göre kurgulanmalıdır.
İstanbul’dan Van’a kadar birçok kentimiz yakın deprem
tehdidi ile karşı karşıyadır. Söz konusu deprem gerçeğine karşı çok yönlü,
bütünlüklü ve uzun vadeli bir strateji oluşturulmalı, bunun için toplumsal
seferberlik ilan edilmelidir.
Bu çerçevede;
1.İlgili bütün kurumların katılımıyla kentleşme ve
yapılaşmaya ilişkin bilimin ve deprem gerçeğinin gereklerine uygun bir yol
haritası oluşturulmalıdır.
2. “Deprem değil çürük binalar öldürür” gerçeğinden
hareketle, depreme dayanıklı binaların
inşası için stratejik bir plan oluşturulmalıdır.
3.Eğitim müfredatında depreme ilişkin bilinç ve
farkındalığın gelişmesi için gerekli adımlar atılmalıdır.
4. Bu çerçevede keyfi, aşırı merkeziyetçi, ranta dayalı,
kayırmacı, günü kurtarmaya odaklı otoriter ve anti demokratik yönetim zihniyeti
terk edilmelidir.
5.Sağlıklı bir kentleşme politikası ve depreme ilişkin
toplumsal bilincin gelişmesi her şeyden önce demokratik ve insani bilincin
gelişmesine ve böyle bir siyasi ortamın oluşmasına bağlıdır.
6.Bize göre Türkiye ve Kürdistan’ın yeni deprem felaketleri yaşamaması
için âdemi merkeziyetçi, yerel inisiyatifi esas alan özgürlükçü ve demokratik
idari yapı zorunlu bir ihtiyaçtır.
7.Türkiye’deki bütün bilgi ve maddi kaynakları savaş ve
silah yerine, deprem riskini asgariye indiren sağlam ve güvenli kentlere aktarmak
için, savaşa ve silahlı çatışmalara son verilmeli; Kürt meselesi adil ve
eşitlik temelinde bir çözüme kavuşturulmalıdır.
Yeni deprem felaketleri yaşamamak ve bir daha yüzbinlerce
insanımızı çürük binalar altında kaybetmemek için hemen bugün harekete
geçilmelidir.
06.02.2024
Kürdistan Sosyalist
Partisi
(PSK)